Gran Turismo 7 – Kullanıcı İncelemesi
Oyun adı: Gran Turismo 7
Platform: PlayStation 5
Tür: Simcade/Yarış
Geliştirici: Polyphony Digital
Yayıncı: Sony Interactive Entertainment
Motor: In Hourse (Kendi özel grafik motoru)
Çıkış tarihi: 4 Mart 2022
Gran Turismo, oyun dünyasında çok az serinin sahip olabildiği bir kimliğe sahip. 1997 yılında PlayStation 1’de çıktığında, kimse bir yarış oyununun bu kadar “ciddi” olabileceğini düşünmüyordu. Ehliyet sınavları, gerçek araç verileri, lisanslı pistler ve otomobillere duyulan saygı… Gran Turismo, daha ilk oyununda şunu net bir şekilde söyledi: “Bu bir arcade eğlencesi değil, bu otomobil kültürü.”
Yıllar geçtikçe seri, PlayStation ile birlikte büyüdü. Her nesilde teknik olarak gelişti ama asıl önemli olan, ruhunu kaybetmemesiydi. Gran Turismo hiçbir zaman yalnızca hız yapma oyunu olmadı. Araç seçmek, o araçla vakit geçirmek, onu anlamak ve sürüşünü öğrenmek bu serinin temeliydi. Gran Turismo 7 ise bu uzun yolculuğun geldiği en olgun, en dengeli ve en rafine nokta.
GT Sport’un daha çok online rekabet üzerine kurulu yapısından sonra Gran Turismo 7, serinin köklerine bilinçli bir dönüş yapıyor. Tek oyunculu kariyer hissi yeniden ön plana çıkıyor. Oyuna ilk girdiğiniz andan itibaren size “araba kullanmayı”, “arabayı tanımayı” ve “arabaya saygı duymayı” öğretmek istiyor. Café modu bunun en güzel örneklerinden biri. Sadece yarış kazanmak değil, otomobil tarihine dokunmak, markaların hikâyelerini öğrenmek ve araçlarla bağ kurmak hedefleniyor.
Ben bu seriyi ilk Gran Turismo’dan beri oynayan bir oyuncuyum. PS1’de saatlerce lisans sınavı kasan, PS2’de endurance yarışlarına giren, PS3’te fotorealistik grafiklere hayran kalan, PS4’te Sport Mode ile rekabeti keşfeden bir oyuncu… Her PlayStation neslinde en çok oynadığım oyun Gran Turismo oldu. Bu yüzden Gran Turismo 7’yi PS5 Pro’da oynarken yalnızca yeni bir oyun deneyimlemiyorum; yıllardır devam eden bir alışkanlığın, hatta bir ritüelin devamını yaşıyorum.
PS5 Pro tarafında Gran Turismo 7, teknik anlamda serinin ulaştığı en üst seviye. Polyphony Digital’in yıllardır geliştirdiği grafik motoru, PS5 Pro’nun ekstra GPU gücünü fazlasıyla iyi kullanıyor. Oyun 4K çözünürlükte son derece net ve temiz bir görüntü sunarken, akıcılıktan neredeyse hiç ödün vermiyor. Yarış esnasında kare hızı stabil ve bu durum sürüş hissini doğrudan olumlu etkiliyor. Özellikle hızlı virajlarda ve kalabalık gridlerde bile oyun kontrol hissini kaybetmiyor.
Ray tracing konusu Gran Turismo 7’de biraz farklı ele alınmış. Burada amaç “her yerde ray tracing” gösterisi yapmak değil, gerçekçiliği doğru yerde kullanmak. Yarış sırasında sınırlı olsa da, replay’lerde, showroom sahnelerinde ve fotoğraf modunda ray tracing’in etkisi çok net hissediliyor. Araçların boya katmanları, cam yansımaları ve metal yüzeyleri adeta gerçek bir otomobil fotoğrafına bakıyormuş hissi veriyor. Özellikle ışığın gövde üzerindeki kırılımı, oyunu bir yarış oyunundan çok bir otomotiv belgeseline yaklaştırıyor.
PS5 Pro’nun SSD’si sayesinde yükleme süreleri artık neredeyse tamamen yok olmuş durumda. Menüden menüye geçişler, yarışa girişler ve araç değişimleri anlık. Bu da oyunun temposunu hiç düşürmüyor. Gran Turismo 7, sizi bekletmeden direksiyon başına geçiren bir akıcılığa sahip.
Sürüş fiziği ise Gran Turismo 7’nin bel kemiği. Bu oyun, simülasyon ile arcade arasındaki dengeyi belki de sektördeki hiçbir oyunun başaramadığı kadar iyi kuruyor. Araçların ağırlık transferi, lastiklerin tutunma sınırı, frenaj esnasındaki davranışlar son derece tutarlı. Hangi aracı kullandığınızı gerçekten hissediyorsunuz. Hafif bir hot hatch ile güçlü bir GT otomobili arasındaki fark sadece hızda değil, karakterde de kendini belli ediyor.
DualSense kontrolcüsü bu deneyimi bir üst seviyeye taşıyor. Gaz ve fren tetiklerinin adaptif direnci, fren basıncını parmak uçlarınıza kadar iletiyor. ABS’nin devreye girdiği anı, patinajı, kerb üzerinden geçerken yaşanan titreşimleri net biçimde hissediyorsunuz. Direksiyon seti olmayan bir oyuncu için bile bu kadar güçlü bir geri bildirim sunulması, Gran Turismo 7’yi rakiplerinden ayıran önemli bir detay.
Gelelim oyunun belki de en çok konuşulması gereken tarafına: araç modellemeleri. Gran Turismo 7, bugün piyasadaki tüm yarış oyunları arasında bu konuda açık ara lider. Araçların dış gövdesi, iç mekânı, boya dokuları zaten üst düzey ama işin asıl fark yaratan kısmı detay takıntısı. Camların üzerindeki mikro yazılar, etiketler, üretici işaretleri bile birebir modellenmiş durumda. Bu, artık “iyi grafik” seviyesinin çok ötesinde bir yaklaşım.
İç mekânlarda kullanılan malzemelerin dokusu, karbon fiber yüzeylerin ışıkla olan etkileşimi, göstergelerin okunabilirliği inanılmaz derecede gerçekçi. Hava ve ışık sistemi de oyunun atmosferini sürekli değiştiriyor. Gün doğumu ve gün batımı saatlerinde pistte oluşan ışık açıları, yağmur sonrası asfaltın yansımaları ve değişen hava koşulları her yarışı farklı bir deneyime dönüştürüyor.
Bu yaklaşımın arkasında oyunun yaratıcısı Kazunori Yamauchi bulunuyor. Yamauchi sadece bir oyun yapımcısı değil; gerçek anlamda bir otomobil tutkunu. Gran Turismo’yu farklı kılan şey de tam olarak bu. Oyunda her detay, “otomobili seven biri” tarafından düşünülmüş gibi hissettiriyor. Bu yüzden Gran Turismo 7, saf bir simülasyon da değil, basit bir arcade oyunu da değil. Simcade türünde hâlâ rakipsiz.
Gran Turismo 7 bugün geldiği noktada içerik açısından da serinin en zengin oyunlarından biri. Oyunda şu an itibarıyla 500’ün üzerinde lisanslı araç bulunuyor. Bu sayı yalnızca nicelikten ibaret değil; 1950’lerin klasiklerinden modern hiper otomobillere, yarış prototiplerinden günlük kullanıma yönelik modellere kadar otomobil tarihinin neredeyse tamamını kapsayan bir seçki sunuluyor. Üstelik her araç, Gran Turismo’ya özgü detay takıntısıyla ele alınmış durumda. Aynı modelin farklı yılları ya da farklı gövde tipleri bile ayrı ayrı karaktere sahip.
Pist tarafında ise Gran Turismo 7 oldukça güçlü bir çeşitlilik sunuyor. Oyunda 30’dan fazla gerçek ve kurgusal pist, farklı varyasyonlarıyla birlikte 90’ın üzerinde pist konfigürasyonu yer alıyor. Nürburgring Nordschleife gibi efsanelerden Suzuka’ya, Le Mans’tan Spa-Francorchamps’a kadar motor sporları tarihinin ikonik pistleri detaylı biçimde modellenmiş. Kurgusal pistler ise serinin ruhuna sadık kalarak hem sürüş keyfi hem de teknik zorluk açısından gerçek pistlerle yarışabilecek seviyede tasarlanmış.
Gran Turismo 7’nin bu noktaya gelmesi ise kısa bir süreç değil. Oyun, yaklaşık 5 yıllık bir geliştirme sürecinin ürünü. Bu süreçte ekip yalnızca yeni bir oyun yapmakla kalmadı; serinin geçmişini analiz etti, GT Sport’tan alınan geri bildirimleri değerlendirdi ve Gran Turismo’nun özünü yeniden tanımlamaya çalıştı. Bu yüzden GT7, aceleyle çıkarılmış bir devam oyunu değil; bilinçli, sabırlı ve detay odaklı bir geliştirme sürecinin sonucu.
Bu yaklaşımın arkasında yer alan stüdyo ise Polyphony Digital. Stüdyo, 1998 yılında Gran Turismo’nun başarısından sonra resmen kuruldu ve o günden bu yana neredeyse tamamen Gran Turismo serisine odaklandı. Günümüz oyun dünyasında bu kadar uzun süre tek bir seriye tutkuyla bağlı kalan stüdyo sayısı oldukça az. Polyphony Digital’i farklı kılan da tam olarak bu: Her oyunu bir “ürün” olarak değil, otomobil kültürüne yapılan bir katkı olarak görmeleri.
Stüdyonun başındaki isim olan Kazunori Yamauchi, aynı zamanda gerçek yarış lisansına sahip bir pilot. Nürburgring’de aktif olarak araç test eden, otomobil üreticileriyle birebir çalışan ve motor sporlarının içinde yaşayan biri. Bu da Gran Turismo 7’nin neden bu kadar “gerçek” hissettirdiğini çok net açıklıyor. Oyunda hissedilen detaycılık, masa başında alınmış kararların değil, pistte kazanılmış tecrübelerin sonucu gibi duruyor.
Bugün Gran Turismo 7’ye baktığımda, bunun yalnızca çok araçlı ve çok pistli bir yarış oyunu olmadığını görüyorum. Bu oyun; yıllar süren bir geliştirme sürecinin, onlarca yıllık bir stüdyo kültürünün ve otomobile duyulan saf sevginin birleşimi. Her güncellemeyle büyüyen, her yeni araçla daha da zenginleşen yaşayan bir platform.
Oyun modları tarafında Gran Turismo 7, tek oyunculu ve online deneyimi dengeli biçimde sunuyor. Kariyer hissi güçlü, Sport Mode rekabetçi ve adil. Online altyapı stabil ve topluluk odaklı. En önemlisi ise oyunun yaşayan bir yapıya sahip olması. Her ay ücretsiz gelen güncellemelerle araç sayısı artıyor, içerik sürekli genişliyor ve oyun zamanla daha da zenginleşiyor. Gran Turismo 7, oynanıp biten bir oyun değil; yıllar boyunca geri dönülen bir platform.
Sonuç olarak Gran Turismo 7, PS5 Pro’da yalnızca teknik bir başarı değil, duygusal bir deneyim. Benim için bu oyun; çocukluğumdan bugüne uzanan bir yolculuğun devamı. Direksiyon başına her geçtiğimde aynı hissi veriyor: otomobile duyulan saf sevgi, detaylara duyulan saygı ve sürüşün özü.












Yorumlar
Yorum Gönder